Yoga Tarihçesi
Yoga, Sanskrit dilinde pek çok manaya gelmektedir. Kontrol etmek, boyunduruk altına almak veya birleştirmek anlamına gelen Sanskrit “yuj” kelimesinden türemiştir. Kavuşma, bir araya gelme, birlik, karşılaşma ve yöntem olarak çevrilebilir.
Tarih öncesi çağlardan beri insanlar birçok farklı düşünce tarzıyla evrenin varlığını ve düzenini anlamaya çalışmışlardır. Buradaki en önemli soru “hayattaki amacımız nedir, nereden geldik, nereye ve nasıl gidiyoruz?” olmuştur. Bu sorulara yanıt arayan herkes öyle veya böyle doğayı ve tüm canlıları gözlemlemişlerdir. Bitki ve hayvanların yaşam biçimlerini, davranışlarını incelemiş ve bunları insan bedenine uygulamış; etki ve sonuçlarını kendi bedenlerinde görerek bir düzen oluşturmaya çalışmışlardır. İşte bu kişiler ilk “Yogi” ve “Rsiler” dir. Bu kişilerin esas amaçları doğanın hayvanlara ve bitkilere bahşetmiş olduğu özel yetenek ve becerilere sahip olmak ve bu şekilde daha kaliteli bir hayat yaşamak olmuştur. Yaptıkları uygulama ve çalışmalar bugünkü yoga duruşlarının oluşmasına temel teşkil etmiştir.
Doğa ve evrenle denge kurmayı amaç edinmiş insanların yogayı ortaya çıkarması bundan on beş bin yıl öncesine dayanır. Yoganın sistemli bir bilime dönüşmesi ve bu doğal sistemin insanlığa armağan edilmesi ise günümüzden yedi yüz bin yıl önce Shiva’nın yatığı çalışmalar ve düzenlemelerle olmuştur. Günümüzden üç bin beş yüz yıl önce “Veda” adlı metinler, bunların ardından “Upanisad”lar yazılmıştır, bunları da asıl adı “Bhagavat Gita” olan Krisna’nın yazdığı Mahabarata Destanı, bilimsel bir sunum olan Patajali’nin “Yoga Sutra”ları ve Hatha Pradipika denen yoga metinleri izlemiştir.
Yazılı eserlere göre yoga sisteminin insanların günlük rutinlerinde uygulayabilecekleri, her yönüyle gelişmiş ve kendini yenileyebilen bir insan yaratmak amacıyla oluşturulduğu açıkça görülebilir. Yoganın uygulamadaki karşılığı kişinin her insanda bulunan “beden – zihin – bilinç” birleşiğini evrenle uyum içinde bırakması, hiçbir rahatsızlık duymadan, huzur içinde birleşmesi ve yaşamasıdır.
Yoga, aklın huzur ve sessizliğinin her durumda uyumla başarılmasının disiplinler toplamıdır. Yoga yapan ve yogayı yaşam biçimine dönüştürmüş kişiler, huzurlu, kendini tanıyan ve kişisel gelişimini tamamlamak bir hayli yol kat etmiş olan kişilerdir. Yoga insana kendi vücudunu, bilincini ve zihninin sınırlarını tanımasını, dengede tutmasını ve yaşamda karşılaştığı her türlü zorlukla daha kolay baş etmesini öğretir; yogayla yaşam daha anlamlı yaşanır. Çektiğimiz anlamsız acılar yoga aracılığıyla kendini evrensel uyuma bırakır ve bir ders niteliğinde karşımıza çıkar.
Yoga bir din değildir. Yogiler kendi özlerinin, yani ruhsal varlıklarının farkındalığını yaşar ve canlı-cansız tüm varlıkları çok daha sevgi dolu yaklaşarak onlarla uyum içinde bütünleşir. Yoga, insanları bedensel ve ruhsal disiplin yoluyla başarıya aydınlaşmaya ulaştırmayı amaçlayan bir felsefedir. Yoganın tarihi ise birbirini izleyen dört dönem altında toplanabilir.